Ana Sayfa > Haberler > İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinde "Bir İhanet Kalkışması 15 Temmuz" Konferansı Düzenlendi

HABERLER

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinde "Bir İhanet Kalkışması 15 Temmuz" Konferansı Düzenlendi
https://content.yeniyuzyil.edu.tr//upload/haber/2021/4558//banner/dd79b3ef360.jpg
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinde "Bir İhanet Kalkışması 15 Temmuz" Konferansı Düzenlendi



15 Temmuz 2016 yılında FETÖ ihanet şebekesinin hain darbe girişiminin 5’inci yılında, TÜRKDEGS Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat YAYCI İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinin konuğu oldu.

Moderatörlüğünü İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Pelin YANTUR’un yaptığı “Bir İhanet Kalkışması: 15 Temmuz” konulu konferansın açış konuşmasını ise İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU yaptı.

15 Temmuz'un bir bilinç işi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU şunları söyledi: "15 Temmuz'un 5. yılındayız. Şuna hep inandım. Bilgi tek başına açıkçası işe yaramıyor. Bilgi bilince dönüştükçe kalıcılaşıyor ve işe yarar hale geliyor. Ben 15 Temmuzdan hemen sonra kaleme aldığım yazımın başlığını 15 temmuz bilinci diye atmıştım. O gün bugündür her yılın anma programı öncesi bunu daha da hatırlatan ve kuvvetlendiren bir vurgunun takipçisiyim. Evet bu bir bilinç işi. Ne yaşadığını niçin yaşadığını bilen toplumlar için gelecek vardır. Bunu başaramayanlarin geleceklerini başkaları tayin eder. Her türlü 15 Temmuz'a ilişkin sis perdesi örmeye, zihinleri karartmaya, acabalar üretmeye, zihinlerinde acabalar olanları çelmeye onları aydınlıktan karanlığa çekmeye çalışanların varlığını bilerek bunun da bilincinde olarak 15 Temmuz'un anlamını çok iyi kavramalıyız. Aslında 15 Temmuz bu milletin hiçte şaşırtıcı olmayan tarihten devraldığı genetiğine işlemiş Türk Milletinin zoru gördüğünde kendisine yönelen gücün büyüklüğüne bakmaksızın nasıl ayağa kalktığını, nasıl büyük bir direnişle destan yazdığının sadece yeni bir örneği. Çünkü Çanakkale'de de aynı ruh, Milli Mücadele de aynı ruh, Kuva-yi Milliye'nin hayata gelişi, doğuşu, yaygınlaşması ve sonuç alması da yine aynı ruh. O ruhla yine 15 Temmuz sokaklara dökülmüştür ve o bir bilinç düzeyine kazınmıştır dedi."

Tehdidin halen devam ettiğine vurgu yapan Prof. Dr. HACISALİHOĞLU, "Fetö denilen bu yapı, bu ihanet şebekesi, birden çok fonksiyonu olan bu yapının küresel ağı diri ve canlıdır. Arkasındaki küresel efendilerinin desteği hiç eksilmemiştir. Yeni arayışlar içindedir. Mücadele eksilmemiştir. İçeride önemli ölçüde mesafe alınmış da olsa hayır henüz sonlanmış değildir yapılacak çok iş vardır. " diyerek sözlerini noktaladı.

TÜRKDEGS Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat YAYCI hazırladığı takvimden örnekler göstererek FETÖ/PYD terör örgütünün yapılanmasına değindi. "Devletten en fazla %10'unun temizlendiğini göreceksiniz. %90'ının şuanda bürokraside tıkır tıkır oturduklarını göreceksiniz. Şu anda bürokraside tıkır tıkır oturduklarını onları da göreceksiniz bunları anlatacağım çünkü sorun şudur bu örgüt by lock ve ankesörle temizlenemez. Bylock kullananlar ancak bu örgütün %2'sidir. %98'inin nasıl tespit edileceği çok önemlidir. Şuanda bylock ve ankesörle ile tespit edilenler dışında bir mücadele yapılmaması gerçekten bu milletin geleceğinin altının kazılması demektir. Şimdi bir kere şunu söyleyelim. Bu örgüt öyle masumane bir örgüt değil. Bu örgütün silahlı bir terör örgütü olduğunu biliyoruz.

FETÖ/PYD terör örgütünün üye kazanımı hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Yaycı şunları söyledi: "Beyin 3 katmana ayrılıyor. Üst katman insan beyni denilen yeni beyin. Burada pozitif bilimlerden matematik, hesaplama kitaplama, artı-eksi, çarpma-toplama bu işlemler bu üst beyin kısmında yapılıyor. Orta beyin kısmı ise maymun beyni. Bu da sosyallik. Yemek yemek, gezmek, eğlenmek, aşk vb. bunlar orta beynin işlevi. Sürüngen beyin denen en alt kısım ise sadece iç güdüsel beyindir. Yaşama, idame etme, korku burdadır. Mantık yok burada. Örgüt eğitim sistemiyle üst beyinden, orta beyine, orta beyinden sürüngen beyine indirgiyor kişilerin beynini. Çok uzun soluklu evlerde kalma, kaset dinleme, kitap okuma hep bu yöntemle yapılıyor.
Sürüngen beyin kompleksi reptal kompleks tetiklediği an düşünmeden otomatikman onu yapar. Hareket eder. Hareketleri gelenekselleşmiş yapıdadır. Bunlarla 3 dakikadan daha fazla sohbet edemezsiniz. Yeni şeyler öğrenmeye kapalıdır, değişmeye karşı son derece dirençlidir. Onlar için onların tabiriyle hoca efendilerinin dediği şeyler dışındakiler yanlıştır. O demedikçe de hiçbir şey kabul etmezler." dedi.

İtirafçıların ifadelerinden örnekler gösteren Doç.Dr. YAYCI, FETÖ/PYD terör örgütünün TSK içindeki yapılanma sürecine dikkat çekerek şunları söyledi: "Örgüt soruları veriyor ve diyor ki matematikten 1-2 yanlış yap, fenden 2-3 yanlış yap, sosyalden 1-2 yanlış yap, Türkçe'den 3-4 yanlış yap. Böyle bir paket veriliyor. O kadar basit ki bunları bulmak, ama yeter ki bulmak iste. Bu kriterler bu paket, örgütün verdiği talimat. ÖSYM de orada. ÖSYM'de bütün kayıtlar var. ÖSYM'den istiyorsunuz; bu pakette bu talimata uyan sonuçlar alanlar kimler? Fetometre denilen sistem bu. Bu ÖSYM'den geliyor. Bilgisayar programında koyuyorsunuz. O subay, askeri liseye girerken o pakete uygun cevaplar vermiş mi? Vermiş. Minicik bir puan veriliyor. Kimsenin kul hakkını yemeyelim. Hakikatten adam çok başarılı olmuş olabilir. O pakete uygun cevaplar vermiş olabilir. O zaman hemen Milli Eğitime müracaat ediyorsunuz. Bunu her kurum yapabilir yetkisi var. Oradan çalışanlarının ortaokul, lise notlarını istiyorsunuz. Şimdi matematikten 1-2 yanlış yapan adam eğer 10 üzerinden 5 ile 6 ile ortaokulda geçmişse burada bir anormallik var demektir." dedi.